DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, bankacılık kesimi ve DenizBank açısından 2022 gelişmelerini ve 2023’ten beklentilerini paylaştı. Öngörülmesi sıkıntı bir devirden geçildiğini anlatan Ateş, salgın sonrası global iktisatta güçlü bir toparlanma, borçlulukların artması ve enflasyonun yükselmesinin beklendiğini, lakin Rusya-Ukrayna savaşının başlaması ve Çin’in sıfır Covid-19 siyasetini uygulaması ile beklenen güçlü 2022 yılının gelmediğini tabir etti.
Ateş, bu gelişmelerle enflasyonun çok daha üst çıktığını ve birçok merkez bankasının para siyasetinde sıkılaşma şiddetini artırmak zorunda kaldığını belirterek, “Halihazırda enflasyonla çaba devam ediyor. Bu da demek oluyor ki 2023, faiz oranlarının yüksek düzeylerini koruduğu, üretim ve istihdam düşüncelerinin yaşanacağı bir yıl olacak” diye konuştu.
‘Fonlama maliyetleri artabilir’
Türk bankacılık bölümünün güçlü yapısını koruduğunu, bankacılık göstergelerinin memleketler arası kriterlere uygun düzeylerde kalmaya devam ettiğini bildirdi. Bankaların sermaye yeterlilik oranının yüzde 19’un üzerinde olduğunu aktaran Ateş, etkin kalitesinde de bozulma görünmediğine işaret etti. Ateş, problemli kredi oranının yüzde 2 seviyesinde istikrarlı seyrini koruduğunu, mevduatların yüzde 56 hisseyle bankaların en değerli fonlama kaynağı olmaya devam ettiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
“Kredi artışı yabancı para kredilerdeki geri çekilmenin de tesiriyle yüzde 50’lerde ve yıllık enflasyonun gerisinde kalıyor. Yani bu yıl için gerçek bir kredi büyümesinden bahsedemiyoruz. Buna karşılık 2022’de bilhassa siyaset faizinde yaşanan geri çekilme ve enflasyona endeksli tahviller banka karlarını destekledi. Önümüzdeki yıl enflasyonun baz tesiriyle yılın birinci yarısında yüzde 40’lara hakikat süratle gerileyeceğini, kredilerin de enflasyona paralel bir artış trendinde olmasını öngörüyoruz. Gelecek yıl dış fonlama girişinin yavaş seyretmesi ve mevduat rekabetinin artması, fonlama maliyetlerinin yükselmesine neden olabilir. Ayrıyeten mevduattaki gelişmelerin yanında regülasyonlar sebebiyle ticari kredi faizlerindeki gerileme net faiz marjını daraltıcı tesir yaratıyor.”
‘Büyüme yüzde 5’in üzerinde olur’
Uluslararası kurumların gelecek devir büyüme iddialarını her revizyonda daha aşağıya çektiğini, enflasyon beklentilerini ise üst güncellediğini aktaran Ateş, şunları kaydetti:
“Benim beklentim global enflasyonist sürece ait belirsizliğin 2023’ün birinci yarısında ortadan kalkmasıyla beklentilerin olumluya dönüşeceği, bilhassa ikinci yarıda para siyasetindeki sıkılaşmanın tesirini bariz biçimde görülmeye başlayacağı tarafında. Buna paralel gelişmekte olan ülkelerin de dayanağıyla yüzde 3’e yakın bir global büyümenin mümkün olacağı kanaatindeyim. Türkiye’de ise farklı bir süreç yaşanıyor. Büyümenin ve istihdamın önceliklendirildiği, ekonomik aktivitenin canlı tutulmaya çalışıldığı bir siyaset seti uygulanıyor. Geçen yıl yüzde 11’i aşan büyüme sayısının 2022’de yeniden güçlü seyrini sürdürerek yüzde 5’in üzerinde kalmasını bekliyoruz.”
Hakan Ateş, yüksek enflasyon ve Rusya-Ukrayna savaşının güç fiyatlarını üste itmesiyle cari açığın belirginleştiğini, resesyon beklentilerinin arttığı Avrupa’dan da talebin yavaşladığını belirterek, bunların ekonomiyi olumsuz etkilese de tahlilsiz sorunlar olmadığını söyledi.
Gelecek devirde döviz kurunda sağlanan dengelenme ve baz tesirinin devreye girmesiyle enflasyonun gerilemeye devam edeceği öngörüsünde bulunan Ateş, “Enerji fiyatlarında geri çekilme ve emtia fiyatlarındaki düzelme ile maliyetlerin daha aşağı inmesi de bu sürece yardımcı olacaktır” dedi. Ateş, turizm kesiminde 45 milyar dolar civarında gelirin oluşacağı yeterli bir dönemin geride kaldığını, gelecek yılın daha da güçlü olmasını beklediklerini tabir etti.
Tüm bunların risk olarak bedellendirilen cari açığın sürdürülebilir düzeylerde kalmasını sağlayacağını vurgulayan Ateş, “Ancak global iktisattaki yavaşlama, enflasyonun yarattığı sorunlar ve fonlama imkanlarındaki daralmaya paralel bizim de mevcut güçlü büyümeyi sürdürmemiz güç olacak. 2023’te son iki yıldaki güçlü büyüme performansının biraz gerisinde kalmamız beklenebilir” değerlendirmesini yaptı.