CHP’li 11 Büyükşehir Belediye Liderinin tertipli aralıklarla yaptığı toplantılarının bu seferki mesken sahipliğini Eskişehir yaptı.
Eskişehir Büyükşehir Belediye Lideri Yılmaz Büyükerşen’in konut sahipliğini yaptığı ‘Başkanlar Buluşması’ Tasigo Otel’de yapıldı. Toplantıya İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş, Adana Büyükşehir Belediye Lideri Zeydan Karalar, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Hasret Çerçioğlu, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Lideri Kadir Albayrak, Hatay Büyükşehir Belediye Lideri Lütfü Savaş katıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer yurt dışında olması, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ise rahatsızlığından ötürü katılamadı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Eskişehir Büyükşehir Belediye Lideri Yılmaz Büyükerşen, “Türkiye nüfusunun yarısından fazlasına hizmet götüren 11 Büyükşehir Belediyesi olarak, ülke kaynaklarının büyük kısmını kapsayan kentleri yönetiyoruz. Sanayi, ticaret, tarım, turizm üzere, ülkenin gelişim dinamiklerinin en yüksek olduğu illeriz. Gücümüzü, kentlerimizde alt ve üst yapı başta olmak üzere ulaşım, paklık, imar çalışmaları, kültür sanat faaliyetleri üzere temel şehircilik vazifelerimize harcamamız gerekirken, hükümet tarafından yürütülen yanlış siyasetler nedeniyle farklı alanlara ağırlaşmak zorunda kalıyoruz” dedi.
“Şehirlerimiz denetimsiz büyüyor”
Konuşmasında, ekonomik çöküş nedeniyle toplumsal yardımlara tartı verdiklerini vurgulayan Büyükerşen, şöyle konuştu:
“Ayakta duramayacak durumda olan çiftçimize kırsal kalkınma projelerimiz ile umut oluyor, can çekişen eğitim sistemimizin boşluklarını açtığımız fiyatsız kurslarla doldurmaya çalışıyor, bayana yönelik şiddeti sonlandırmak için çalışmalar gerçekleştiriyor ve toplumun her kademesinde bayanı daha da güçlendirmek için istihdam yaratıyoruz.
Çünkü biliyoruz ki bu topraklara, bizleri seçen yurttaşlarımıza ve en kıymetlisi ülkemizin kurucusu Ulu Lider Gazi Mustafa Kemal’e karşı bu çalışmaları yapmak boynumuzun borcudur. Değinmek istediğim öteki bir bahis da, kentlerimizin denetimsiz bir biçimde büyümeleri. Bizlerin onaylamadığı şehircilik projeleri Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda yapılıp gönderiliyor. Örneğin hayatında Eskişehir’i yahut Hatay’ı ya da Tekirdağ’ı bir sefer bile görmemiş olanlar, oturup bilmedikleri, görmedikleri, yaşamadıkları kentler için Ankara’da imar planları üzerinde ferdi kararlar veriyorlar. Bu da kentlerin, nizamlı ve istikrarlı büyümelerini engelliyor. Yeniden vermek istediğim bir örnek, TOKİ Projeleri. TOKİ, hazırladığı tek tip projeleri tüm kentlere uygulayarak, birbirlerinin birebir kentler yaratıyor. Kentleri, “tek tipleştiriyorlar.” Ormanlar yok edilip, beton ormanları yaratılıyor.
Tarım alanları, konut ve sanayi alanlarına çevriliyor. Su kaynaklarımız süratle kirleniyor ya da tükeniyor. Havamız kirleniyor, topraklarımız zehirleniyor. Endüstrileşmeye hiç bir formda karşı olmamakla birlikte, yeşil endüstrileşmeden yana tutum alınması gerektiğini, bunun da üzerinde ehemmiyetle durulması gereken bir husus olduğunu düşünüyorum.”
“Göç akını devam ediyor”
En büyük sorunlarının başında ekonomik krizin yarattığı yoksulluk geldiğini belirten Büyükerşen şunları söyledi:
“Diğer kıymetli bir bahis da, sistemsiz ve denetimsiz göç akının hala devam ediyor olmasıdır. Bilhassa CHP’li belediyeler tarafından yönetilen kıyı kentlerinde büyük göçmen kitleleri barınıyor.
Resmi kayıtlarda nazaran Eskişehir’de 20 bin civarında olduğu belirtiliyor. Lakin Mersin’de bu sayının 450 bin olduğunu, Hatay’da çok daha vahim sayılar olduğunu biliyoruz. İstanbul’u, İzmir’i varsayım bile edemiyorum.
Göçü, bir insanlık dramı olarak görmekle birlikte, denetimsiz ve çok her şey üzere, bu durum da kentlerimiz ve geleceğimiz için büyük tehlike arz ettiğini düşünüyorum.
Bugüne gelecek olursak başka toplantılarda olduğu üzere bugünkü toplantımızda da çok kıymetli mevzu başlıklarında, alanında uzman şahıslardan değerli kazanımlar elde edeceğiz.
Şüphesiz ülkemizin en büyük sorunlarının başında ekonomik krizin yarattığı yoksulluk geliyor.
Yoksulluğun insanlarımız üzerindeki ağır yükünü azaltmak için neler yapıyoruz? Bunları yaparken neleri atlıyoruz ve kendimizi bu alanda nasıl geliştirebiliriz bunları konuşacağız.
Bu karanlık günleri atlatabilmek için en büyük motivasyonumuz ise elbet her şeye karşın yüzlerinden tebessüm eksik olmayan çocuklarımız. Aydınlık yarınlara olan inancımızı arttıran bu ülkenin hoş evlatları için neleri hakikat, neleri yanlış yapıyoruz? Bunları da toplantımızda konuşacağız.”