CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Hrant Dink’in öldürülmesine ait ‘Bu cinayeti gereğince aydınlatmayan, üzerine gitmeyen ve gerçek failleri koruyan Adalet ve Kalkınma Partisidir” dedi.
‘İlk duruşması 2 Temmuz 2007 tarihindeydi, Adalet ve Kalkınma Partili milletvekilleri de gelmişti, daha sonra partinizin irtibatı anlaşılınca bu milletvekilleri duruşmaya gelmekten çekindiler ve gelmediler’
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Meclis’te yaptığı konuşmayla, İstanbul’da kurucusu olduğu haftalık AGOS gazetesi önünde 19 Ocak 2007’de vurularak öldürülen gazeteci ve insan hakları aktivisti Hrant Dink, vefatının 16’ncı yılında andı.
Tanrıkulu konuşmasında, Hrant Dink’i “barış insanı” olarak tanımladı ve cinayet davasında yaşananlara dikkat çekti.
Tanrıkulu, “Bu cinayeti gereğince aydınlatmayan, üzerine gitmeyen ve gerçek failleri koruyan Adalet ve Kalkınma Partisidir” dedi.
Tanrıkulu’nun ilgili konuşması şöyle:
“Evet, ortadan tam on altı yıl geçti. Sevgili Hrant Dink sahiden bir barış insanıydı, tarihten hasımlık değil, barış çıkarılmasını istiyordu; geçmişte yaşananların sorumlusunun bugün yaşayanlar olmadığını söz ediyordu ve halklar ortasında barıştan, dostluktan yanaydı; ırkçılığa karşıydı, düşmanlığa karşıydı, yazdığı yazılara da kendi toplumundan da Türkiye’deki halklardan da büyük dayanak alıyordu; tam da bu nedenle katledildi. Katledildiği gün İstanbul’daydım. Olay yerine vardığımda kendisi daha yerdeydi ve maalesef, üzgünüm, onun otopsisine katıldım bir avukat olarak ve sonraki duruşmalarını da izledim, tümünü izledim.”
‘Seni unutmadık ‘AhParig’ unutmayacağız…’
”Değerli dostlar, bakın, bu cinayet sonuç prestijiyle Adalet ve Kalkınma Partisi periyodunda hazırlandı, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında gerçekleşti ve tüm yargılaması Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında oldu” diyen CHP’li Sezgin Tanrıkulu kelamlarına şöyle devam etti: ”Dolayısıyla bu sorumluluktan kaçmanız mümkün değil. Birinci başta ‘Üç beş milliyetçi duyguya sahip genç tarafından yapılmış’ denildi, sonra Ergenekon’a bağlandı, 15 Temmuz’dan sonra da Ergenekon üzerinden bu defa cemaat mensuplarına bağlandı, yargılamalar yapıldı. Bir sefer daha söz ediyorum, 131 yargılamanın birçoğuna katıldım. Birinci duruşması 2 Temmuz 2007 tarihindeydi, Adalet ve Kalkınma Partili milletvekilleri de gelmişti, daha sonra partinizin irtibatı anlaşılınca bu milletvekilleri duruşmaya gelmekten çekindiler ve gelmediler. Artık, buradan soracağım, o sorunun yanıtını Adalet ve Kalkınma Partili yetkililerden de bekliyorum. Bakın, duruşmaları izlerken en kritik problem, Hrant Dink’i İstanbul Valiliğinde görüşmeye çağıran ve o görüşmede ‘İstanbul Vali Yardımcısının akrabalarıyız’ dedirten 2 MİT mensubunun dinlenmesine karar verildi; Sayın Akbaşoğlu, size söylüyorum; dinlenmesine karar verildi İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, 14. Ağır Ceza Mahkemesinden. Sonra ne oldu biliyor musun Sayın Akbaşoğlu?”
Konuşmasına devam eden CHP’li Sezgin Tanrıkulu şunları söyledi: “14. Ağır Ceza Mahkemesinin heyeti değiştirildi. Bakan Yardımcısı yaptığınız Akın Gürlek 14. Ağır Ceza Mahkemesi Lideri oldu ve 14. Ağır Ceza Mahkemesi Lideri olarak Akın Gürlek, 2 MİT mensubunun dinlenmesi kararından vazgeçti ve süratle karara giden süreci başlattı. Pekala, kim bunu Adalet Bakan Yardımcısı yaptı? Siz yaptınız. Pekala, neden o 2 MİT mensubu dinlenmedi? Bugün bunun yanıtını verebilir misiniz? Veremezsiniz. O nedenle, bu cinayetin siyasi ortağı -bir sefer daha söz ediyorum- bu cinayeti gereğince aydınlatmayan, üzerine gitmeyen ve gerçek failleri koruyan Adalet ve Kalkınma Partisidir. On altı yılda geldiğimiz nokta budur.Biz Hrant Dink’i unutmadık, dostları olarak unutmadık. Onu burada da ve yaşadığımız sürece de her ortamda anacağız ve Adalet ve Kalkınma Partisinin bu cinayetteki rolünü de her ortamda deşifre etmeye devam edeceğiz. Ve bir kere daha anısı önünde hürmetle eğiliyorum. Sevgili Rakel Dink’in deyişiyle, bu nizam maalesef bebekten bir katil yaratacak sisteme dönüştü fakat bu sistemi de değiştireceğiz. Seni unutmadık ‘AhParig’ unutmayacağız da…”