Türkler 11. yüzyıl ile birlikte Anadolu’ya gelmeye başlamış ve 1071 Malazgirt zaferi sonrası bu süreç hızlanmıştır. Kendi aralarında bazı küçük örgütlenmeler kursalar bile en azından dini olarak ortak bir paydada buluşmadıkları ve İslamiyetin yayılması istendiği için ahi teşkilatı kurulmuştur. Ahi teşkilatı Osmanlı Devleti ile özdeşleşmiş olmasına rağmen aslında geçmişi çok daha eskiye dayanır.
Ahi teşkilatı için bir esnaf örgütüdür tanımını yapmak doğru ancak bu örgüt dini temelli olduğu için farklı bir açıdan değerlendirmek de gerekir. Zaman zaman Osmanlı’ya zarar verdiği bile söylenen ahi teşkilatı aslında Türk – İslam geleneğinin de başlangıcıdır. Gayrimüslimlerin ticari hayata girmesi ile birlikte yok olan ahi teşkilatı nedir, ne zaman kuruldu gibi merak edilen soruları gelin tüm detaylarıyla inceleyelim.
Ahi teşkilatı nedir, ne zaman kuruldu, görevleri nelerdir?
Temelden başlayalım, ahi teşkilatı nedir?
Ahi teşkilatı, Anadolu’da Türkler tarafından kurulmuş ilk esnaf birliğidir. Bu birlik, Müslüman Türklerden oluşmaktaydı. Teşkilata katılanlara eğitim verilir ve bir meslek sahibi olmaları sağlanırdı. Ahi teşkilatına girmek için pek çok kural olduğu gibi bu birlikte kalabilmek için de uyulması gereken kurallar vardı. Osmanlı Devleti’nin kurulmasında ahi teşkilatının son derece önemli bir rolü vardır.
Ahi teşkilatını kim kurdu?
Bağdat’ta önemli İslam alimlerinden ders alan Ahi Evran, 1205 yılında Anadolu’ya geldi. Burada Hacı Bektaş-ı Veli ile tanışan Ahi Evran, Türkler arasında İslamiyetin o kadar da yaygın olmadığını ve olanlar arasında da bir birlik olmadığını gördü. Hem bu birliği sağlamak hem de Türkler arasında İslamiyetin daha hızlı yayılması için Hacı Bektaş-ı Veli’nin teşvikiyle ahi teşkilatını kurdu.
Kesin olarak bilinmemekle beraber ahi teşkilatının ilk kez Kırşehir’de kurulduğu düşünülüyor. Ahi kelimesi Arapça kardeş anlamına gelmektedir. Bu açıdan ahi teşkilatının bir kardeşlik birliği olduğunu söylemek mümkün. Hacı Bektaş-ı Veli’nin teşvikiyle kurulmuş olan bu birlik, Türklerin İslam anlayışının temelini oluşturan Bektaşilik geleneğine bağlıdır.
Ahi teşkilatı ne zaman kuruldu?
Ahi Evran’ın Anadolu’ya gelişinin 1205 yılında olduğu pek çok kaynakta net bir şekilde söyleniyor. Ancak ahi teşkilatının tam olarak ne zaman kurulduğu biliniyor. Osmanlı Devleti’nin 1299 yılında kurulduğunu ve ahi teşkilatının bu kuruluşta önemli bir rolü olduğunu düşünürsek aradaki birkaç on yıllık süreçte ahi teşkilatının kurulmuş olduğunu söylemek mümkün.
Ahi teşkilatı neden kuruldu?
Ahi Evran, Bağdat’ta eğitim gördüğü sırada Araplar tarafından kurulmuş bir esnaf birliği olan Fütüvvet Teşkilatı’ndan etkilenmiştir ve bunun bir benzerini Anadolu’da kurmak istemiştir. Fütüvvet Teşkilatı, tıpkı ahi teşkilatı gibi esnaflara belirli kurallar koyuyor ve onların İslami değerlere uygun olarak ticaret yapmalarını sağlıyordu.
Ahi teşkilatının da birincil kuruluş amacı, esnafın İslami kurallara uygun ticaret yapmasını sağlamaktır. Ancak diğer bir önemli kuruluş amacı, Türkler arasında İslamiyeti yaymaktır. Müslüman olmayanlar ahi teşkilatına giremiyorlardı. Bu teşkilata giremeyen esnaflar pek çok avantajdan faydalanamadıkları gibi daha yüksek vergi ödemek zorunda kalıyorlardı.
Osmanlı Devleti’nin kurulması ile birlikte ahi teşkilatının önemi arttı çünkü Osmanlı bir İslam devletiydi ve ticaretin de buna uygun şekilde yapılması isteniyordu. Ahi teşkilatı kendi içinde bir usta – çırak ilişkisine sahip olduğu için bu teşkilat dışında kalanlar halk tarafından da güvenilir olarak görülmüyordu. Hatta bu nedenle ahi teşkilatının zaman zaman Osmanlı ekonomisine zarar verdiği bile söylenmektedir. Elbette bu değerlendirmeyi yapacak olan kişiler uzman tarihçilerdir.
Ahi teşkilatının görevleri nelerdir?
Ahi teşkilatının temel görevi, ticari kuralları belirlemekti. Farklı esnafların yaptıkları işlere göre belirlenmiş kurallar vardı. Ahi teşkilatına mensup olan esnaf, bu kurallara uymadığı zaman cezalandırılır ve hatta atılırdı. Halkın refahını ön planda tutan bu kurallar arasında ekmeğin kaç gram olacağı, ürünlerde hangi malzemelerin kullanılacağı, malzeme kalitesi ve sosyal ilişki adabı gibi temel kurallar vardı.
Ahi teşkilatına katılan herkesin geçmesi gereken aşamalar vardı. Bu aşamalar hem kişinin dini alimliği hem de esnaflık becerisi hakkında bir fikir verirdi. Ahi teşkilatındaki dereceler sırasıyla şu şekildedir;
- Yiğit
- Yamak
- Çırak
- Kalfa
- Usta
- Ahi
- Halife
- Şeyh
- Şeyh-ül Meşayıh
Ahi teşkilatının ilkeleri nelerdir?
- Cimrilik kapısını bağlamak, lütuf kapısını açmak
- Kahır ve zulüm kapısını bağlamak, hilim ve mülâyemet kapısını açmak
- Hırs kapısını bağlamak, kanaat ve rıza kapısını açmak
- Tokluk ve lezzet kapısını bağlamak, riyazet kapısını açmak
- Halktan yana kapısını bağlamak, Hak’tan yana kapısını açmak
- Herze ve hezeyan kapısını bağlamak, marifet Kapısını açmak
- Yalan kapısını bağlamak, doğruluk kapısını açmak
Ahilik ve ahi teşkilatı bu yedi temel ilke üzerine kurulmuştur. Bu ilkeler hem teşkilata girerken hem de teşkilatta çalışmalar yaparken uyulması istenen kurallardır. Ahi teşkilatına gayrimüslimler, çevresinde kötü tanınanlar, teşkilatın adını kötüye çıkaracaklar, zina yaptığı ispatlananlar, katiller, hırsızlar, vergi memurları ve vurguncular alınmazdı. Bu tür bir iş yaptığı tespit edilenler ise teşkilattan atılırdı.
Ahi teşkilatının kurulmasının sonuçları:
- Anadolu’nun Türkleşmesini ve İslamiyetin yayılmasının hızlandırmıştır.
- Göçebe Türklerin yerleşik hayata geçişini hızlandırmıştır.
- Gayrimüslimlerin tekelinde olan işlerin Müslüman Türkler tarafından yapılmasının önü açılmıştır.
- Müslüman Türk esnaflar arasındaki bağı güçlendirmiştir.
- Moğol istilası gibi zor dönemlerde bile ticaretin güçlü kalması sağlanmıştır.
- Ticari ahlak ve dini yapı korunmuştur.
Ahi teşkilatı ne zaman kaldırıldı?
Tıpkı kuruluşu gibi ahi teşkilatının kaldırılışının da kesin bir tarihini vermek zor. Ancak Osmanlı’nın bir imparatorluk haline gelmesi sonrası gayrimüslim nüfusun artması ile birlikte ticaretin yalnızca Türklerin ve Müslümanların eline kalması imkansız hale gelmişti. 18. yüzyılın ilk çeyreğinde iyiden iyiye yaygınlaşan bu durum sonucunda ahi teşkilatı giderek önemini yitirdi ve sonunda yok oldu gitti.
Ahi teşkilatı Osmanlı için zararlı mıydı?
Bazı tarihçiler ahi teşkilatının Osmanlı için önemli olduğu kadar zararlı olduğunu da iddia ederler. Gayrimüslimlerin ticaretini zorlaştırmaları, Bektaşiliği birincil saymaları, sayısal üstünlükleri ile devlete müdahale etmeleri, yeniçeri isyanlarını desteklemeleri gibi bazı durumlar bu teşkilatın zaman zaman Osmanlı’nın devlet otoritesine karşı geldikleri tezini doğruluyor. Ancak tüm tarihi olgular gibi ahi teşkilatı için de kesin olarak zararlı ya da yararlı demek mümkün değildir.
Türkler arasında İslamiyeti yaymak ve ticari kurallar belirlemek için Türklerin Anadolu’da kurduğu ilk esnaf örgütü olan ahi teşkilatı nedir, ne zaman kuruldu gibi merak edilen soruları yanıtlayarak bu teşkilat hakkında bilmeniz gereken detaylardan bahsettik. Düşüncelerinizi yorumlarda paylaşabilirsiniz.